- ÖZET :
- Somut olayda sanığın katılana hitaben söylediği kabul edilen “Çık dışarıya terbiyesiz, aç avukat parasız kalınca böyle gelip saldırıyorsunuz.” biçimindeki ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
- Bozulmasına…
Yargıtay 4 . Ceza Dairesi
2021/11221 E. , 2023/17767 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayalı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ( 5237 sayılı Kanun) 125 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci, 50 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, delil takdirinde hataya düşüldüğüne, üzerine atılı suçu işlemediğine, beraat etmesi gerektiğine, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Avukat olarak görev yapan katılanın olay tarihinde kolluk güçleri eşliğinde mahkeme kararına istinaden, sanığın iş yerine taklit çantaların tespiti amacıyla gittiğinde sanığın katılana hitaben “Çık dışarıya terbiyesiz, aç avukat parasız kalınca böyle gelip saldırıyorsunuz.” şeklinde sözler söylediği, katılanın beyanı ve tanıklar … ile …’nın anlatımıyla sabit olduğu Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
Hakaret içeren sözlerin söylenmesi sırasında iş yerinde başka kimsenin olmadığı tanık beyanı ile de sabit olduğundan yasal koşulların oluşmaması nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda sanığın katılana hitaben söylediği kabul edilen “Çık dışarıya terbiyesiz, aç avukat parasız kalınca böyle gelip saldırıyorsunuz.” biçimindeki ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2.Kabule göre;
a. Aleniyet hakaret eyleminin herkesin duyabileceği, görebileceği ve sayısı belli olmayan birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olması anlamına gelmektedir. Aleniyet nedeniyle artırım yapılmasının amaçlarından biri mağdurun onur ve şöhretinin, fiili başkalarının duyması veya duymasına açık olması nedeniyle daha fazla zarar görmesi diğeri ise hukuka aykırılık teşkil eden fiilin bizatihi aleni olarak icra edilmesidir.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın, hakaret içeren sözlerini tam olarak nerede söylediği tespit edilmeden yerinde ve yasal olmayan gerekçeyle 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmaması,
b.Seçimlik ceza öngören hakaret suçunda tercih edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeyerek 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı davranılması,
c.5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmaması halinde;
17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden kararda bu yönlerden hukuka aykırılık bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye ugun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.05.2023 tarihinde karar verildi.